Günümüz dünyasında teknolojik gelişmeler ve değişen iş dinamikleri birçok mesleğin gelecekten silinmesine neden oluyor. Özellikle, geçmişte saygın ve rağbet gören meslekler günümüzde people tarafından tercih edilmez oldu. Bu yazımızda, artık kimsenin yapmak istemediği bir mesleğin son temsilcisinin hikayesini paylaşarak, toplumda bu dönüşümün nedenlerini keşfedeceğiz.
Yüzyıllar boyunca, birçok meslek insanoğlunun yaşamında önemli bir yer işgal etti. Ancak, teknolojinin gelişmesi, insanların iş yapma şekillerini de etkiledi. Örneğin, zanaatkarlık, el işçiliği ve çeşitli el becerileri gerektiren meslekler, günümüzde yerini makinelere ve otomasyon sistemlerine bıraktı. Eski zamanlarda saygın bir şekilde anılan bu meslekler, şimdi neredeyse unutulmuş durumda. Özellikle, bu mesleklerden biri olan terzilik, bir zamanlar modanın kalbi iken, şimdi neredeyse yok olmak üzere. Son terzi, yukarıda bahsedilen dönüşümden etkilenerek, hem işin zorluklarıyla başa çıkmakta hem de bu mirası yaşatmaya çalışmaktadır.
Ali Yılmaz, 50 yıl boyunca terzilik yaparak geçimini sağladı. Genç yaşta çırağı oldukları terzilik mesleğine duyduğu aşk, yıllar geçtikçe kendisine büyük bir deneyim kazandırdı. Ancak, zamanla terzi dükkanlarının sayısının azalması ve fast fashion akımının etkisiyle ürünlerin ucuzlaması gibi nedenler, bu mesleğin nadir temsilcileri arasına girmesine yol açtı. Ali Usta, “Her şeyin daha hızlı ve daha ucuz olması bekleniyor. Ancak, kaliteli bir el işçiliği asla yerini tutamaz," diyerek, mesleğin zorluklarını dile getiriyor.
Ali Usta'nın hikayesi yalnızca kendi yaşamı ile sınırlı kalmıyor. O, terziliğin sadece bir iş olmadığını, aynı zamanda bir tutku olduğunu anlatıyor. “İnsanlar, her ihtiyacında bir terziye şahsen başvurmak yerine, internetten siparişini veriyorlar. Ancak, işin arka planında atölyede harcanan emek, özveri ve müşteriye özel tasarımlar olduğu unutuluyor,” şeklinde düşüncelerini ifade ediyor. Ali Usta'nın dükkanında, yıllar içinde birçok özel elbise tasarlandı ve her biri ona özel anılar bırakıyor.
Ali Yılmaz, mesleğine olan bağlılığı nedeniyle, çevresindeki gençlerin terzilikle ilgilenmelerini sağlamak için çeşitli girişimlerde bulundu. Gözlemlerine göre, gençler artık mesleklerin geleneksel yapısından uzaklaşıyor, daha çağdaş mesleklere yönelmek istiyorlar. Buna ek olarak, kendi çocukları bile terzilik yapmak istemiyor. Eğitim sisteminde daha teknik becerilere ve hızlı iş fırsatlarına yönlendirmeler yapılırken, geleneksel meslekler arka planda kalıyor. “Çocuklarım bir gün bu dükkanı devralmayı düşünmüyor, ben de anlıyorum. Ancak yapmak istediğim bu işi onlara sevdirerek aktarabilmek,” diyen Ali Usta, bu mesleğin son temsilcisi olarak umut dolu bir geleceğe de kapı aralamak istiyor.
Ali Usta'nın dükkanında, el yapımı ve tamamen özgün olan birçok eser yer almakta. Her bir elbise, o dükkanın sıcaklığını, anılarını ve geçmişe bir özlemi simgeliyor. Ancak, bu sıcak atmosfer bile mesleğin sona yaklaşmasını engelleyemiyor. “Bir yılda 10 tane terzim olduğunu düşünün, şimdi ise sadece ben varım. İnsanlar için artık dikiş dikmek, yeni bir elbise tasarlamak eskiye ait bir şey gibi geliyor,” diyor. Üretim sürecinde kullanılan malzemelerin narinliği ve işin özen gösterilmesi gerektiği gerçeği, gençlerin bu mesleğe olan ilgisini azaltıyor.
Gelecek nesillere bu mesleği aktarmak artık daha zor hale geldi. Çoğu gencin dikiş bilmiyor olması, ince işçilik gerektiren zanaatların kaybolmasına neden oluyor. Bu bağlamda, Ali Yılmaz’ın dükkanı, yalnızca bir işyeri değil, aynı zamanda bir hafıza şekli olarak değerlendiriliyor. Her dikiş, nesiller boyunca aktarılan bir hikaye bırakıyor. Yıllar içinde biriken bu hikayeleri korumak ve yaşatmak ise Ali Usta'nın en büyük arzusu. Fakat bu hikayenin son bulma ihtimalinin, bu dükkanın kapıları kapandığında sona erebileceği gerçeği, onu derinden etkiliyor.
Ali Yılmaz, bir mesleğin sadece bir işten ibaret olmadığını, aynı zamanda sahip olduğu kültürel mirası ve değeri temsil ettiğini savunuyor. Bir terzi olarak, hem kendi hikayesini hem de geçmişten gelen bir zanaatın yaşam mücadelesini veriyor. Ne yazık ki, bu mücadelenin yanında, giderek büyüyen bir yalnızlık ve mesleğin yok olması tehlikesi de bulunuyor. Şimdi, terzilik mücadelesi veren son temsilcinin hikayesini dinlemek ve bu değerini kaybetmemek için bir fırsatımız var. Ali Usta'nın dükkânı, bir meslek tarihine tanıklık eden bir zaman kapsülü gibi... Ancak, bu kapsülün kapakları gün geçtikçe sıkıca kapanıyor.