Bir dönem trafiğin en yoğun yaşandığı gündüz vakitlerinde bile tehlikeli bir tablo çizen ölüm virajı, yine tüyler ürpertici bir kazaya sahne oldu. Sürücülerin duyarsızlığı ve yol şartlarının getirdiği zorluklar, bu virajın adeta bir "ölüm tuzağı" haline gelmesine neden oluyor. Kısa bir süre önce yaşanan kaza, hastane önünde park eden gördüğünüz araçlar kadar hızlı bir şekilde gündeme düştü. Kazada hayatını kaybeden bir kişi, yani gencin ailesi, yas tutuyor. Ailenin gözyaşları, kaybettikleri evladın hatıralarıyla dolup taşıyor.
Bu virajın adı, yola adını veren trajedilerle anılmaya başlandı. Yıllardır devam eden bu korkutucu durum, özellikle sürücülerin hız limitlerine uyulmaması, virajın dik konumu ve yoldaki daralma gibi etkenlerle birleşince, kazaları kaçınılmaz hale getiriyor. Yol kenarındaki uyarı levhaları ne kadar dikkat çekici olursa olsun, birçok sürücü bu uyarıları göz ardı ediyor. "Bir sonraki viraja doğru dikkatli geçerim" gibi düşünceler, aniden ortaya çıkan değişken koşullarda hayatın sona ermesine neden olabiliyor.
Yetkililer, yıllardır bu virajı daha güvenli hale getirmek için çeşitli çalışmalar yapacaklarını vaat etse de, kalıcı bir çözüm hala gündeme gelmedi. İnşaat ve yol bakım ekipleri tarafından yapılan geçici önlemler, sorunları kalıcı olarak çözmekten çok, geçici birer bandaj etkisi gösteriyor. Trafik güvenliği konusunda yürütülen denetimler de sıklaştırılsa bile, bu virajda yaşanan kazaların önüne geçmek mümkün olmuyor. Son yaşanan kaza, hem sürücülerin dikkatsizliğini hem de yetkililerin ilgisizliğini gözler önüne seriyor. Her ölümlü kazadan sonra açıklamalar yapan yetkililer, kaybedilen hayatların ardından gelen üzüntü dolu cümlelerle trafiği daha güvenli hale getirecek hamleler yapmak yerine, durumu sadece derin bir üzüntü ile kınamakla yetiniyor. Bu durum, toplumda bir güvensizlik hissi yaratırken, bakım ve onarım bekleyen yolların durumu da sorgulanıyor.
Yola daha fazla dikkat edilmesinin gerektiğini vurgulayan yerel halk, bir an önce tedbir alınması gerektiğini dile getiriyor. "Bir kişi daha kaybedilmesin!" çağrıları, sosyal medya platformlarında da hızla yayılmakta; insanlar yaşanan kazaların bir an önce sorun olmaktan çıkmasını istiyor. İşte bu talep ve isyan, birçoğunun hayatını kaybettiği bu viraja karşı olan umudunun simgesi olmuş durumda.
Her yeni kaza, yeniden bir vehim ve dramatik hikaye ortaya çıkarıyor. Aileler, kaybettikleri sevdiklerinin anılarına sahip çıkabilmek için çeşitli etkinlikler düzenleyerek, daha fazla insanın bu virajın tehlikelerinin farkına varmasını sağlamaya çalışıyor. Kazalarda kaybedilen hayatlar sadece rakamlar değil, içi boşalan kalplerin sayısı oluyor. Tüm bunlar, halk arasında büyük bir üzüntü ve çaresizlik yaratırken, ilginç bir durum da yaşanıyor. Bazı sürücüler, virajın tehlikesini bildikleri halde, yasaklara rağmen hız yapmaya devam ediyorlar. Adeta bir cesaret testi haline gelen bu durum, ölümün soğuk yüzünü yeniden ve yeniden gösteriyor.
İşte tüm bunlar, bu ölüm virajının sorununun derinleşmesine ve daha çok cana mal olmasına neden oluyor. Son yaşanan kazalar, bu virajın neden olduğu psikolojik korkunun halk üzerinde yarattığı etkiyi gözler önüne seriyor. Herkesin muradının "güvenli bir yolculuk" olması, ancak bu tür sorunların çözülmesiyle mümkün. Eğitim, önlem ve etkin denetim ile bu tür trajedilerin önüne geçmek mümkün. Yetkililer, halkın sesine kulak vermeli ve toplumsal bilinç oluşturulmalıdır. Yoksa bu viraj, daha çok cana mal olmaya ve anılara karanlık bir gölge düşürmeye devam edecek.