Ülkemizde adalet sisteminde köklü değişiklikler hedefleyen Ceza İnfaz Kanunu değişiklikleri, 2025 yılında gerçekleşecek olan 10. Yargı Paketi ile birlikte yeniden gündeme geldi. Ceza infaz sistemine dair süregelen tartışmalar ve toplumda yankı uyandıran af beklentileri, birçok kişinin merakla beklediği konular arasında yer alıyor. Bu yazımızda, 2025 Ceza İnfaz Kanunu Değişikliği çerçevesinde af düzenlemesi olup olmayacağına, kimleri kapsayacağına ve mahkumlar üzerindeki potansiyel etkilerine derinlemesine bakacağız.
Ceza İnfaz Kanunu değişiklikleri, toplumda adaletin sağlanması, mahkumların rehabilitasyonu ve sosyal uyumlarının artırılması gibi önemli hedefler gözetiyor. Bu yargı paketi aynı zamanda ceza infaz sisteminin daha insani hale getirilmesi; adil, eşitlikçi ve hukukun üstünlüğüne dayalı bir düzenin sağlanması gibi kavramları da gündeme getiriyor. 2025’te hayata geçmesi planlanan düzenlemelerin, mahkumların ceza sürelerinin sadeleştirilmesi, iyi hâl uygulamaları ve sosyal hizmetlerin artırılması gibi noktaları kapsayabileceği öngörülüyor.
10. Yargı Paketi’ndeki en çok merak edilen konulardan biri, af düzenlemesinin olup olmayacağı. Neredeyse her önemli yargı reformu öncesi gündeme gelen af beklentileri, bu pakette de itibar görmektedir. Uzmanlar, cezaevlerinde bulunan mahkum sayısındaki artış ve bu durumun yarattığı sosyal sorunlar nedeniyle bir af düzenlemesi yapılmasının kaçınılmaz olduğunu düşünüyor. Ancak hangi suçların ve ne kadar mahkumun bu af düzenlemesinden yararlanacağı henüz netlik kazanmış değil.
Yine de toplumsal ihtiyaçlar ve mahkumların sağlıklı bir rehabilitasyon sürecinden geçmelerinin sağlanması açısından, 2025’te çıkacak olan yargı paketinin içerisinde bir af düzenlemesi olabileceği tahmin ediliyor. Bu af düzenlemesinin belirli suçları kapsayıp kapsamayacağı ve kimlerin bu haktan yararlanabileceği konusunda tartışmalar sürüyor. Bazı uzmanlar, sağlık sorunları olan mahkumların ve uzun süreli ceza verilmiş olan kişilerin af kapsamına alınmasının olası olduğunu vurguluyor.
Toplumda genel bir beklenti oluşmasına neden olan af düzenlemesi, kamuoyunda bir takım sorulara da neden oluyor. 'Kimler affedilecek?', 'Af kanunu hangi suçları kapsayacak?' gibi sorular, bireylerin yakından takip ettiği konular arasında yer alıyor. Her ne kadar hükümetin af düzenlemeleri hakkında kesin bir açıklama yapmamış olsa da, duyumlar doğrultusunda felçli ya da ağır hastalıkları bulunan mahkumların, yaşlı mahkumların ve sosyal açıdan dezavantajlı grupların bu düzenlemeden faydalanması bekleniyor.
Özellikle genç mahkumlarla ilgili yapılacak düzenlemeler, onların topluma kazandırılması adına oldukça kritik bir öneme sahip olabilir. Genç yaşta ceza alarak hapis yatan bireylerin, af ya da özgürlük yolu ile sosyal hayata yeniden entegre edilmeleri hedeflenmektedir. Bunun yanı sıra, cezaevlerinde bulunan bireylerin, yeterli eğitim ve rehabilitasyon süreçlerine erişimlerinin sağlanması da oldukça önemlidir.
Sonuç olarak, 2025 yılında yapılacak olan Ceza İnfaz Kanunu değişikliği, ülkede sosyal adaletin sağlanması, mahkumların yeniden topluma kazandırılması ve ceza uygulamalarının gözden geçirilmesi açısından büyük bir fırsat sunuyor. Mahkumlara yönelik af düzenlemeleri ve bu düzenlemelerin kapsamı hakkında kesin bir bilgi olmasa da, toplumda bu konuya dair bir beklentinin olduğu aşikârdır. 2025 yılındaki değişikliklerin, sadece mahkumlar değil, onların aileleri ve toplum için de büyük bir etki yaratması mümkün görünüyor.