İstanbul’un kalabalık sokaklarında, günün her saatinde gürültü ve telaş içinde koşuşturan insanların arasında belki de pek çoğunun dikkatini çekmeyen, fakat bir o kadar önemli bir hikaye yaşanıyor. 17 yıldır ekmek kırıntısı toplayarak hayır işleyen bir adam, bu alışkanlığının sebebini ve onun arkasındaki derin anlamı anlatıyor. "Allah rızası için bu işi yapıyorum" diyen bu yürekli kişi, topladığı ekmek kırıntıları ile hem kendine bir yaşam alanı oluşturuyor hem de topluma yararlı bir iş yapmanın keyfini yaşıyor. Bu haber, hem onun hayatına ışık tutacak hem de benzer işler yapan insanların topluma olan katkılarını gözler önüne serecek.
Metin üzerinde derinleşmeden önce, bu adamın hikayesini anlayabilmek için yaşadığı toplumsal koşullara göz atmak faydalı olacaktır. İnsanın temel ihtiyaçlarından biri olan ekmeğin israfı, Türkiye’de her geçen gün dert edinilen bir konu haline geliyor. Çeşitli organizasyonların da desteklediği ekmek israfına karşı olan bu mücadelenin bir parçası olan bu adam, kendi çapında bu konuda farkındalık yaratmak amacıyla ekmek kırıntılarını toplama işine başlamış. İşine duyduğu sevgi ve azmin, uzun yıllar boyunca nasıl bir geleneğe dönüşebileceğini gösteriyor. Her sabah işe gider gibi saat 8.00’da evinden çıkan bu adam, gideceği alanları önceden belirliyor. Ekmek kırıntılarını toplamak için durağını seçerken, insanların yoğun olduğu yerleri tercih ediyor. Parklar, camilerin çevresi, okul önleri gibi alanlarda yürüyüş yapan insanların bıraktığı ekmek kırıntılarını titizlikle toplayarak, ekmek israfının önüne geçmeye çalışıyor.
Topladığı ekmek kırıntılarını çeşitli ihtiyaç sahiplerine ulaştıran bu adam, elde ettiği bu yardımlarla kendi hayatını da sürdürüyor. O, ‘kırıntı’ kelimesinin ardında, aslında bir sıcaklık ve yardımlaşma anlayışı olduğunu savunuyor. Ekmek kırıntılarının sadece bir yiyecek kaynağı değil, aynı zamanda bir dayanışma simgesi olabileceğine inanıyor. Gündelik yaşamında bunun getirdiği derin bir huzurla yaşıyor. Hayırseverliği, bilhassa zor durumda olan insanlara uzanabilmekteki arzusu ile birleşince, bu işe olan tutkusu katlanarak büyüyor. Topladığı bu kırıntılarla hem kendisi için bir yaşam kaynağı oluşturuyor hem de topluma bir örnek teşkil ediyor. Belki de topladıkları küçük kırıntılar, başkaları için büyük bir umudun kapılarını aralıyor.
17 yıllık süreç zarfında, topladığı ekmek kırıntılarıyla hem fiziksel hem de manevi olarak çok şey kazandığını belirtiyor. “Bu işin arkasındaki başlıca sebep, Allah rızası. Bilmiyorum, bu işe girdiğim zaman içimde bir huzur buldum. İnsanların yüzündeki tebessümü görmüyor musun? O an için yaptığın her şeyin anlamını buluyorsun.” sözleri, onun bu işteki motivasyonunu en iyi şekilde özetliyor. Aynı zamanda bu süreçte birçok insanla tanıştığını ve yardımlaşmanın toplumsal iletişim açısından ne kadar önemli olduğunu vurguluyor. İnsanlık açısından pek çok kişinin kaybettiği değerler arasında yer alan yardımlaşma ve dayanışma, onun için yaşamsal bir öneme sahip.
Yalnızca kendine değil, başkalarına da ışık tutabilmeyi hedeflediğini söyleyen bu adam, kendi yaşam hikayesinin yanı sıra diğer insanlara ilham vermek istiyor. Ekmek kırıntılarını toplarken, hayatın ne kadar basit ve aynı zamanda bir o kadar da değerli olduğunu hatırlıyor. Kendi hayatını sade bir şekilde sürdüren bu adam, aynı zamanda başkalarına umut aşılamakta kararlıdır. Toplumun en alt kesiminden insanların bile bazen bir kırıntıya ihtiyacı olabileceğini anlatıyor.
Sonuç olarak, bu adamın hikayesi sadece bir ekmek kırıntısı toplamak üzerine değil, aynı zamanda empati, insanlık ve dayanışma üzerine kurulu. Elde ettiği kırıntıları ile insanlara sadece bir besin kaynağı sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda toplumsal bağları güçlendiriyor. Kendi yaşamını daha anlamlı kılmak için attığı her adım, birçok insana ilham verecek nitelikte. Her an dilinden düşürmediği “Allah rızası için” sözü, onun bu yolda kararlılıkla yürümesinin kaynağını oluşturuyor. Hayatın zorlukları karşısında, pırıl pırıl bir yürekle çalışarak, ekmek kırıntılarını toplayarak bir fark yaratmaya devam ediyor. Belki de bu hikaye, hepimizin ailemiz, dostlarımız ya da komşularımız için yapabileceğimiz küçük ama etkili yardımları düşünmemiz için bir hatırlatmadır.